Mutlu Son - Türkiye YollarındayımSabreden derviş meselesi gerçekleşti, bu hafta yeşil kart (green card) mülakatım vardı. Başvurudan tam 11 ay sonra ve toplamda burada 15 aylık bir zaman geçirdikten sonra yapıldı mülakat. Tek tesellim 15 ayın üstüne mülakat 15 dakika...
Kaliforniya Günlükleri 12
Kaliforniya Günlükleri 12
Mutlu Son – Türkiye Yollarındayım
Sabreden derviş meselesi gerçekleşti, bu hafta yeşil kart (green card) mülakatım vardı. Başvurudan tam 11 ay sonra ve toplamda burada 15 aylık bir zaman geçirdikten sonra yapıldı mülakat. Tek tesellim 15 ayın üstüne mülakat 15 dakika sürdü, yani sohbet havasında geçen bir 15 dakika, Sorular: Ne zaman tanıştınız? Ne zaman evlendiniz? Çocukların isimleri ne? Burada ne iş yapıyorsunuz ya da yapacaksınız? Ve bitti. Hatta biraz uzatmak için biz soru sorduk☺ Çok şükür. İnsan birşeyi beklerken zaman geçmek bilmiyor. Şimdi ise o mülakat bittiğinden beri zaman uçuyor, çünkü burayı derli toplu bırak, oraya gelecekleri hazırla derken eyvah yetişmeyecek bile demeye başladım. Çok uzun kalamayacağım ama en azından bundan sonra istediğim zaman gidip gelebilme özgürlüğüm olacak.
Mevlana geldi aklıma. Demiş ki: Bir gün gelir, Açmaz dediğin çiçekler açar. Gitmez dediğin dertler gider. Bitmez dediğin zaman geçer. Hayat öyle bir sır ki; Önce şükür, Sonra sabır, Sonra da inanmak gerek.
Günlüklerin 10.sunda iyi ki dediklerim başlığı altında, ülkemi ziyarete gelemeden burada geçirdiğim bu uzun süre zarfında beni ruhen ve zihnen mutlu eden insanların, buradaki arkadaşlarımın varlığından söz etmiştim. Ruh, zihin ve beden üçlüsünü dengede tutmak için bir de bana çok büyük faydası olan birkaç alışkanlığımı devam ettirdim. Her gün olmasa da haftada 3-4 gün düzenli yürümek, tüm bu yürüyüşlerim sırasında kulaklarımda kulaklıkla, ilgimi çeken veya burada keşfettiğim düşünsel ve ruhsal liderlerden yüzlerce saat konuşma dinlemişimdir. Bir de her zamanki en büyük sığınağım, beni koşulsuz mutlu eden kitaplarımla geçirdiğim saatler var. Uzun yürüyüşlerimden bana kalan bu bilgileri, içselleştirebildiklerimi, halen düşündüklerimi, zihnimi uçuranları ve ruhumu hafifletenleri anlatmak için günlükler yetmez, kitap yazmam gerekir. Benim gibi varoluşa, insan tabiatına, büyüme süreçlerimize, nereden geldik, nereye gidiyoruz, dünyamızın içinde bulunduğu üçüncü boyuttan hızla ilerlediği beşinci boyuta geçiş nasıl olacak, neler yapmalıyız, enerjimizi nasıl temiz tutabiliriz, aklımızı nasıl kullanırız, nefsimizi nasıl terbiye ederiz gibi konulara meraklı olanlar için birkaç öneride bulunabilirim. Spor yaparken, araba kullanırken veya evde iş yaparken dinleyebilir ya da okuyabilirsiniz. Dinlemek için önerebileceklerim şunlar:
1. Bruce Lipton / Farkındalık-İnanç Sistemimiz- Zihinsel kodlamalarımız- Bilinçaltını Yeniden Kodlamak
2. Abraham Hicks/ aslında Esther Hicks adlı bir kadının üst boyuttaki kollektif bilince (Abraham) kanal olmak suretiyle genellikle insanların sorularını cevaplayarak yaptığı konuşmalar-Varoluş, zihin, dünya hayatı-ilerleme-insan hallerimiz-zaaflarımız- kaynakla nasıl bağlantı kurarız/Buna ilgi duyanlar mutlaka öncelikle “Esther Hicks-The Secret Behind The Secret” konuşmasını ve sonra da “Dr. Wayne Dyer Interviews with Esther Hicks” konuşmasını dinleyerek başlasınlar. Ben müptelası oldum. Her gün bir konuşma dinliyorum.
3. Joe Dispenza/ beyin, zihin, alışkanlıklar, İnanç sistemimiz-Bilinçaltı Temizliği
4. Dr. Brene Brown/Kırılganlık, ilişkiler, aidiyet
5. Dr. Wayne Dyer/Hayatta değil, yüzünden bilgelik akar
6. Zümrüt Erkin/ Bedri Ruhselman’ın “İlahi Nizam ve Kainat” kitabını yorumluyor. Kitabın dili eski Türkçe olduğu için, yorumlaması da başlangıçta çok ağır geliyor ama birkaç konuşma sonrası biraz daha iyi anlamaya başlıyorsunuz.
Önerecek kitap çok ama beni en çok etkileyen halen de okumakta olduğum kitabı önereceğim: Jim Self ve Roxane Burnett’in “A Course in Mastering Alchemy”, işte bu kitap bu dünyadaki 3. Boyut realitesini ve 5. Boyuta geçişi anlatıyor. Bir de eğer zengin olmak gibi bir hayaliniz varsa Dean Graziousi’nin “Millionaire Success Habbits” buralarda pek revaçta, okumaya başladım ama epey kalın, bittiğinde paylaşımlar yaparım.
Yukardaki önerilerimden de anlaşılacağı üzere, ölümlü dünyada ölümsüz varlıklar olduğumuza inanıyorum. Bilgiye, bilginin gücüne inandığım kadar, bilebildiklerimizin ötesinde bir dünya, bir alem olduğuna da inanıyorum. Ölüm dediğimiz de aslında dönüşmek. Her ne bilirsek bilelim, ne okursak okuyalım inandığım bir şey varsa, öğrendiklerimiz ve inandıklarımız bizi yaşadığımız hayatın gerçekliğinden kopartmamalı, hatta tam tersi o hayatı en alasından, layıkıyla, sevgiyle, insan olmaya yakışır şekilde yaşamanın kodlarını vermeli.
Amerika’ya yerleştiğim ilk zamanlarda, belirsizliğin hakim olduğu bir ruh haliyle ne çok dert etmiştim pek çok şeyi, sürekli olarak ne zaman ülkemi görmeye gidebileceğimi düşünüyordum. Şimdi ise meğer ne iyi olmuş, kendimle başbaşa yeni bir çevrede geçirdiğim bu sürece ne çok ihtiyacım varmış, meğer ne çok şeyi tamamlamaya hizmet etmiş diyorum. Bu arada oturduğum şehirde son iki yıl içinde nüfus ve trafik ilk gördüğüm zamana oranla epey arttı ve önümüzdeki iki sene içinde onbin konut daha yapılıyormuş, burası için büyük bir gelişme. Tam da ben bu huzurlu ve medeni yaşanytıya alıştım derken şehir büyüyor ve kalabalıklaşıyor. Yani biraz şehir bana yaklaştı biraz da ben ona, daha bir uyum içindeyiz şimdi. Bir de anladım ki, hayat bir yerde değildir, hayat her yerdedir. Sadece hayatın belli bir zamanına, belli bir kesitine bakmak çok sınırlayıcı, oysa hayat sonsuz ve sınırları sevmiyor. Onun için cesur olmak, hayatın içinde kalmak, oyundan çıkmamak önemli. Kendi gücümüzün ve yapabileceklerimizin farkına varmak da bir o kadar önemli. En önemlisi de hep vizyonumuzu hatırlamak, gerekirse yeniden tanımlamak ve onunla kol kola yürümek. Tüm bunları yaparken de bizi bu hayatın sonuna kadar taşıyacak en değerli hazinelerimiz olan içimizdeki sevgiyi ve anlayışı korumak ve özen göstermek kendimiz ve başkaları için yapabileceğimiz en büyük iyilik.
Şimdi ülkemle ve tüm özlediklerimle hasret gidermek için ara veriyorum, sonra başka konularla yeniden görüşmek üzere.
Pınar Aydemir Başaran
Kaliforniya Günlükleri 12
Kaliforniya Günlükleri 11
Çalışma HayatıBurada pek çok kişi küçük büyük iş demeden çalışıyor. Türkiye veya diğer yabancı ülkelerden sonradan gelenler için, (burada doğmuş büyümüş yabancılar hariç) kendini konumlandırmak, mesleğini yapmak hiç de kolay değil. Eşim diş hekimi, ancak burada...
Kaliforniya Günlükleri 10
"İyi ki Varlar" Dediklerim ve İnsanın Bağlantı Kurma İhtiyacıÖzellikle ilk geldiğimde yaşadığım yabancılık duygusu ve bir türlü susturamadığım binbir farklı düşünceyle dolu zihnim ve duygularımla düşüncelerimin şahidi olan ruh halim şimdilerde daha sadeleşti ve...