Sessiz Koç
O benim sessiz koçumdu. Hiç konuşmazdı. Sadece uzun uzun ve derin bakardı. Arada sırada miyavlardı. Kendi yapmak istediklerini daha çok hareketleri ile belli ederdi. Duygularını ise her zaman beden dilini kullanarak gösterirdi. Sevgi istediği zaman ya da sevdiğini göstermek için gelir yanıma sokulurdu mesela. Uzun bir seyahatten sonra eve geldiğimde, bavulumu yerde açık bırakırsam bavulun içine, kıyafetlerimin üstüne yatıp saatlerce orada uyurdu. Ya da bir seyahate gitmek için hazırlanmak üzere bavulumu çıkarıp açtığımda, gitme ya da gidersen beni de götür dercesine boş bavulun içine girer güzelce yerleşirdi oraya.
Tırnaklı patileriyle evdeki koltukları tırmalarken ona kızdığım zaman önce anlamayan gözlerini kocaman açarak bana bakar sonra hızlıca koşarak kaçardı. Canım sıkkın olduğunda bunu mutlaka hisseder, anlar ve kucağıma çıkıp uzun uzun karnıma masaj yapardı, sonra da güzelce oraya yerleşir ve otururdu. Hayatta bildiğim hiçbir terapi bundan daha etkili olamazdı. Tek istediği sevilmek ve karnının doyurulmasıydı, arada sırada da oyun oynamak. Uyuyorsam ya da yatıyorsam mutlaka gelip yanıma yatardı, arada gözlerimizi aralayıp birbirimize bakardık ve tekrar kapatırdık gözlerimizi. Bu, bizim birbirimize ‘seni seviyorum ve sana güveniyorum’ deme sinyalimizdi. Karşılıksız ve koşulsuz seven ve sıcaklığını ve sevgisini her daim gösteren hayatımın en anlamlı parçalarından biriydi.
Bu dünyadan alacağını almış olmalı ki gitti diye düşünüyorum. Bir ay önce, çok zamansız ve beni yeni hayatımda yalnız ve büyük bir üzüntüyle bırakarak gitti. O çok güzel bir ruhtu, hayatıma girdiği ve beş yıl boyunca bana yaşattığı duygular için dünyanın en şanslı kullarından biriyim. Biz insanlar kendimizi veya sevgimizi çoğunlukla konuşarak ifade etmeye çalışırız, onu da her zaman beceremeyiz, çünkü içimizdeki onlarca karmaşık duygu, aklımızdaki yüzlerce düşünce bazen ağzımızdan çıkanların şeklini şemalini değiştirir bazen de hedefi şaşırır. Ben de kedim gibi olup, tüm sessizliğimle koçluk yapabilsem keşke bazen. Onun sayesinde çok daha iyi biliyorum ki her zaman çok konuşmak gerekmiyor, sadece hareketlerimiz, bakışlarımız, sessizliğimiz düşündüğümüzden çok daha derin anlatabilir herşeyi.
Bu resmi onu kaybetmemizden bir hafta önce sevgili kızım çekmişti ve giderken uzun uzun vedalaşmıştı o da kedisiyle. Ailemizin en minik ve güzel huylu ferdi huzur içinde uyusun. Bize yaşattıkları duygular ve öğrettikleri için ona minnettarız.
Sevgiyle kalın,
Kaliforniya Günlükleri 12
Mutlu Son - Türkiye YollarındayımSabreden derviş meselesi gerçekleşti, bu hafta yeşil kart (green card) mülakatım vardı. Başvurudan tam 11 ay sonra ve toplamda burada 15 aylık bir zaman geçirdikten sonra yapıldı mülakat. Tek tesellim 15 ayın üstüne mülakat 15 dakika...
Kaliforniya Günlükleri 11
Çalışma HayatıBurada pek çok kişi küçük büyük iş demeden çalışıyor. Türkiye veya diğer yabancı ülkelerden sonradan gelenler için, (burada doğmuş büyümüş yabancılar hariç) kendini konumlandırmak, mesleğini yapmak hiç de kolay değil. Eşim diş hekimi, ancak burada...
Kaliforniya Günlükleri 10
"İyi ki Varlar" Dediklerim ve İnsanın Bağlantı Kurma İhtiyacıÖzellikle ilk geldiğimde yaşadığım yabancılık duygusu ve bir türlü susturamadığım binbir farklı düşünceyle dolu zihnim ve duygularımla düşüncelerimin şahidi olan ruh halim şimdilerde daha sadeleşti ve...