DİNLE-DİM

Konuştuğunuz insanları ne kadar dinliyorsunuz?
En son kimi dinlediniz?
Neler söylediğini ne anlattığını ve onları ne için anlattığını hatırlıyor musunuz?
Onları dinlerken ne yapıyordunuz?
Çok soru sordum galiba. Çünkü çok önemli bu. Yazılarımda sıklıkla atıfda bulunacağım, insan zihninin sınırları ve davranışlarımızı inceleyen ve anlatan kitabı “Düşünce Ağları” ile ilk defa beş sene önce hayatıma giren Jiddu Krishnamurti, “Dinlemeyi” öyle güzel tanımlamış ki, buradan yola çıkarsak bunu anlamak çok kolaylaşıyor.  Diyor ki Krishnamurti [1] : “eğer birisini tamamıyla ve dikkatlice dinliyorsanız, öyleyse sadece sözlerini değil, size aktardıklarına ilişkin duygularını da, kısmen değil, tamamıyla dinliyorsunuzdur”.
Dinlemeye ilişkin ikinci en güzel tanımlama, bana göre tabi ki, Çin alfabesinde “Dinle” kelimesinin yazılışı’dır.  Daha doğrusu şöyle, pek çok kaynaktan okuyabileceğiniz üzere Çin alfabesi tam bir alfabe olarak nitelendirilemez, kullanılan karakterler doğrudan heceleri ya da sesleri ifade etmezler, dilde kullanılan kelimeler için farklı karakterler vardır. Yani kısaca alfabe harflerden değil sembollerden oluşuyor. “Dinle” kelimesi için 5 tane sembol kullanılıyor. Bu semboller şunlar: Gözler- Kulaklar- Bölünmemiş Dikkat- Kalp- Kişi
Bir başka kaynağa göre de semboller şöyle anlatılıyor, aşağıda orjinal metin yanında Türkçesiyle aktarıyorum:

Ear = What you use to listen   (hear) Kulak = dinlemek için kullandığın organ (duymak)
King = Pay attention as if the other person were king (obey) Kral =dinlediğin kişi bir kralmışçasına dikkat etmek (itaat)
Ten and Eye = Be observant as if you had ten eyes (heed) On ve Göz  = on tane gözün varmışcasına gözlemci olmak (dikkat)
One = Listen with individual attention (attend to) Kişi = bireysel dikkat ile dinlemek (kendini vermek)
Heart = Listen also with your heart (in addition to ear and eye) (hearken) Kalp= bir de kalbinle dinlemek (göz ve kulakların yanısıra kalp ile duymak)

İşte biz buna koçluk’da üçüncü seviyeden dinlemek (derin dinleme) diyoruz. Derin dinlemenin bazı özellikleri var:
Öncelikle karşınızdakinin sözünü kesmeden sonuna kadar dinleyeceksiniz
Anlamadıysanız veya teyit etmek istediğiniz şeyler varsa soru sorup doğru anlamaya çalışacaksınız
Karşınızdaki kişiye ne cevap vereceğinizi düşünerek ya da ona bir sonra söyleyeceğiniz ya da soracağınız şeyi düşünerek dinlemeyeceksiniz.
Göz temasınızı, hatta tüm beden diliyle dinlemeyi sürdüreceksiniz.
Daha da öteye giderek karşınızdakilerin sadece söylediklerini değil, sustuklarını da dinleyeceksiniz. En çok da sustukları yerden konuşurlar insanlar. Kelime ya da cümle aralarında verdikleri “s”ler, gözlerin baktığı yerler, omuzların ve bedenin duruşu hepsi bir konuşmadır aslında, dinlemeyi bilirseniz.
Peki yukarıdaki gibi dinlemezseniz ne olur?
Anlamazsınız
Yanlış anlarsınız
İletişiminiz yarım veya anlamsız kalır
O diyalog, monolog olur, ulaşması gereken sonuca ulaşamaz
Vakit kaybedersiniz
Bazen insan da kaybedersiniz
Ne dersiniz ? Hayat kıymetli, ilişkilerimiz kıymetli, zamanımız kıymetli, karşınızdaki insan ya da konu da sizin için kıymetli ise nasıl dinlemek istersiniz.
İsterseniz en kısa zamanda pratik yapmaya başlayın ve iletişiminizin kalitesi nasıl değişiyor, gözlemci olun.
Dinlemede kalın, sevgiyle kalın.


[1] “So when you are listening to somebody, completely, attentively, then you are listening not only to the words, but also to the feeling of what is being conveyed, to the whole of it, not part of it”.

Kaliforniya Günlükleri 12

Mutlu Son - Türkiye YollarındayımSabreden derviş meselesi gerçekleşti, bu hafta yeşil kart (green card) mülakatım vardı. Başvurudan tam 11 ay sonra ve toplamda burada 15 aylık bir zaman geçirdikten sonra yapıldı mülakat. Tek tesellim 15 ayın üstüne mülakat 15 dakika...

Kaliforniya Günlükleri 11

Çalışma HayatıBurada pek çok kişi küçük büyük iş demeden çalışıyor. Türkiye veya diğer yabancı ülkelerden sonradan gelenler için, (burada doğmuş büyümüş yabancılar hariç) kendini konumlandırmak, mesleğini yapmak hiç de kolay değil. Eşim diş hekimi, ancak burada...

Kaliforniya Günlükleri 10

"İyi ki Varlar" Dediklerim ve İnsanın Bağlantı Kurma İhtiyacıÖzellikle ilk geldiğimde yaşadığım yabancılık duygusu ve bir türlü susturamadığım binbir farklı düşünceyle dolu zihnim ve duygularımla düşüncelerimin şahidi olan ruh halim şimdilerde daha sadeleşti ve...